Davranış-bozukluğu teşhisi-koyabilenlerin, bunu yaparken kaygıları-insan denilen değil de, "sistem-denilenin", "üretilmiş-kaygılarıdır" ve samimi kaygılar değildir, davranış-bozukluğu olan insan, "sistem-için" ve o sistem-dahilinde yaşayan insanlar için bir tehlike arz-eder...
En-kökeninde de aslında, "davranış-bozukluğu" durumunu getiren, "merkeziyetçi- tek/elci" düşünme biçimleridir, "bilinç/akıl "patentli" tanımlanmış ve üretilmiş insan denilen, merkezi-birim olarak" alındığında, kendisini "ayı-sanmak" davranış bozuklugu kategorisine girmektedir, işin ilginç ve garip olan yanı, "kendini-insan sanmak" da, aslında "yapıca" aynı "kategoride" olmak anlamına gelir, ikisi arasındaki tek-fark, kendini-insan sanmak, toplumsal-sisteme "entegre-olmak", kendini ayı sanmak ise, sisteme entegre olamamak anlamına gelir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder